DS markası kendisini o kadar çok geliştirdi ki, artık çoğu premium markadan çok daha kaliteli otomobiller üretmeye başladı. Lüks olduğu kadar detaylarıyla insanları kendine çeken marka DS 9’la da E Segmentine yeni bir soluk kazandırmayı başardı.
DS markası üretime başladığı ilk günden bu yana hem tasarım hem de detayları ile herkesi büyülemeyi başaran bir Fransız markası. Bir süre Citroen DS olarak satılsa da 2016 yılında Citroen çatısı altından tamamen ayrılıp kendi adını hızla yükselten markalar arasında yer almayı başardı. DS3, DS4, DS5 modellerinin ardından Citroen’den tamamen ayrılan modellere geçen marka, ilk çıkarttığı DS 7 ile herkese markayı tanıtmayı başardı. Bu başarının ardından gelen DS 3 Crossback modeli markanın hızla yükselmesini sağladı. DS 9 modeli ise markanın en büyük açığını hızlıca kapattı. Bir çok motor seçeneği, donanım seviyeleri ve E segmentinin daha üstünde yer alan donanım standartlarıyla DS 9, segmentte rakipsiz hale geldi.
DS 9 modelini bizlerde 1.6 PureTech 225 HP gücündeki motoruyla test ettik. Dış tasarımındaki detayları ile geçmişe gönderme yapan DS 9, aynı zamanda lüks detaylarıyla da dışarıdan ne kadar iyi bir otomobil olduğunu yansıtıyor.
LED teknolojili kristal farları aracın yanına geldiğinizde dönerek sizi selamlıyor. Krom detaylar ise aracın eski zamanların ağır başlı otomobillerini anımsatıyor. Kristal şeklinde tasarlanan stop lambaları ve bagaj kapağının üstündeki ilk DS modeline atıfta bulunan lambalar aracın çok daha çekici görünmesini sağlıyor.
Kapıyı açtığınızda ise sizi inanılmaz kaliteli bir iç mekan karşılıyor. Arka koltuklardaki uçak koltuklarında gördüğümüz koltuk kafalıkları aracın arkasında ne denli konforlu olacağınızı gösteriyor. Aracın arka koltuklarının ortasındaki kol dayama ise inanılmaz kaliteli tasarlanmış. Piyano siyahı kaplı bir kapakla açılan bardaklıklar ve arkasında yer alan kalemlik çok elit bir görüntü sunuyor. Aynı zamanda arka koltuklarda sunulan masaj fonksiyonuna ulaştığınız kol dayama kapandığında ise arkada çok konforlu olmasa da 3. kişinin seyahatin mümkün kılıyor.
Arkada yer alan iklimlendirme ünitesinde bulunan koltuk ısıtma ve soğutma tuşları ise F segmenti lüks araçlarda gördüğümüz detaylar. DS 9 arka koltuklarda E segmenti boyutları sunmasına rağmen sunduğu donanımlar ile F segmentine rakip olmayı başarıyor.
Direksiyona geçtiğinizde ise çok kaliteli bir deri ile kaplanmış direksiyon simidi, deri kaplı konsol sizi karşılıyor. Konsolun tam ortasına konumlandırılan bir DS klasiği olan çalıştırma tuşu ise aracın diğer farklıkları arasında yer alıyor. Tuşun hemen üstünde yer alan B.R.M. marka saat ise aracın çalışması ile birlikte yuvasından yavaşça çıkıyor ve aracın elit görüntüsüne güzel bir detay olmayı başarıyor.
DS klasiği olan ortada yer alan cam açma tuşları ise kullanımı alışkanlık gerektiren bir detay. PSA grubundan alışkın olduğumuz joystick sistemine sahip olan araç, saklama gözü konusunda ise bol bol seçenek sunuyor. Vites kolu önündeki telefon tutacağı, onun önündeki saklama alanı, kapaklı bardak tutucular, arkasındaki aşırı derin olmayan kol dayama. Bunların her biri aracın kullanışlılığını arttırıyor.
Oldukça büyük olan multimedya ekranı, aracın tüm detaylarını kontrol edebilmenizi sağlıyor. Klima kontrollerinin en ihtiyacınız olan detayları ise ekranın hemen altına fiziki olarak eklenmiş durumda. 12 inçlik dijital kadran ise aracın her yerinde yer alan kristal detayları barındırıyor.
Tüm detayları, dokunduğunuz her yerin kaliteli olması ise aracın içerisinde sizi mutlu etmeyi başarıyor. Beni en şaşırtan detay ise gece karanlıklarda aracın kapı içi ceplerine elinizi attığınızda yanan sensörlü lambalar. Böyle detayları görmek inanılmaz kaliteli hissettiriyor.
Sürüşe geçtiğinizde ise aracın çift cama sahip kapıları, inanılmaz iyi olan ses yalıtımı aracın içerisinde huzurla yol almanızı sağlıyor. Aynı zamanda Citroen tarafından da gelen konforlu süspansiyonlar aracın sürüşünde gerçek uçan halı hissiyatı yaşamanızı sağlıyor. Direksiyon sistemi ise düşük hızlarda inanılmaz yumuşakken, hızlı sürüşlerde ise bir nebze hissiz kalabiliyor. Hızlı sürüşler diyorum çünkü bu aracın üzerindeki motor 225 beygir güç 300 Nm tork üretiyor. Bu motor sayesinde 1.5 tondan daha ağır olan DS 9, 0 km/s hızdan 100 km/s hıza 8 sn’de ulaşıyor. Ancak önden çekişli olması nedeniyle çok fazla tork kayması yaşayan araç, yolu tuttuğu hızlarda ise ara hızlanmaları ile sizi şaşırtabiliyor.
Tabi bu denli güçlü bir motorda uzun yolda ehli bir sürüş yapmak zor. Ancak sakin kullanımlarda DS 9 bu motor seçeneğiyle 7.8 litrelik ortalama tüketim değerine ulaşıyor. Hızlı sürüşlerde ise bu tüketim 12-13 litrelere kadar çıkabiliyor. Ancak böyle konforlu ve hızlı bir otomobilde bu tüketim değerleri çok da önemli olmaz.
DS 9’un tek motor seçeneği ile sunulduğunu unutmamak lazım. Eğer DS 9’u almayı düşünüyorsanız fiyatlarına buradan ulaşabilirsiniz.