Ülkemizde elektrikli otomobiller giderek yaygınlaşıyor. Bunda uygun fiyatlı olan elektrikli otomobillerin etkisi oldukça büyük. Ülkemizde satışta olan en uygun fiyatlı elektrikli otomobil olan Renault Zoe’yi yeni yüzüyle test ettik.
Artan akaryakıt fiyatları, otomobillerin sarf malzemelerinin fiyatları ve hızlıca eskiyen otomobiller artık yerini alternatif yakıtlı otomobillere bırakmaya başladı. Avrupa’da oldukça hızlı ilerleyen bu gelişmeler, ülkemizde çok daha yavaş ilerliyor. Ancak pandemi döneminin başlangıcı ile birlikte kiralama firmalarının filolarını elektrikli otomobillere çevirmeleri, bilinçlenen kullanıcıların da içten yanmalı motora sahip otomobiller yerine elektrikli otomobillerin yollarda hızla artmasına neden oldu.
Durumu fark eden markalar ve alt yapı sağlayıcıları ise yatırımlarını geliştirdi ve elektrikli modellerini Türkiye yollarına çıkartmaya başladı. Ülkemizde zaten ilk tam elektrikli otomobili yollara çıkartan Renault, Fluence Z.E.’nin yollardan kalkmasının ardından ülkemizde Renault ZOE modelini satış sundu. İlk neslindeki küçük bataryaları nedeniyle sadece 200 km menzile sahip olan otomobil, gerçek kullanımda 140 km civarında yol gidiyordu. Tasarım olarak Renault modellerinden çok farklı görünen ZOE, yeni neslinde de dış tasarımda Renault çizgilerinden ayrılıyor.
İnce uzun farlara sahip olan ZOE, ortada devasa bir Renault logosuna sahip. Bu logonun altında ise şarj girişine sahip olan ZOE, LED gündüz farları ve LED farları ile artık daha teknolojik görünüyor. Yan tasarımı eski nesliyle birebir aynı olan otomobilin arka kapı kolu Clio modellerinde olduğu gibi gizli yapılmış. Yenilenen ZOE, arka tasarımda büyük değişiklikler sunmuyor. LED teknolojisine sahip olan yeni stop lambaları aracı daha teknolojik gösteriyor ancak eski kaldığını söyleyebilirim.
İç tasarımda ise Renault ZOE yerine bir Renault Captur’a biniyor hissedebilirsiniz. Aradaki tek fark ise bir önceki versiyonunda da tek parça olan ön koltuklar. Bu koltukların altta yer alan bataryalar nedeniyle yüksekte konumlandırıldığını söyleyebilirim. Bu oturma pozisyonu ise sürüş pozisyonunu bulmanız konusunda biraz sorun olabiliyor.
İç malzeme kalitesi olarak B segmenti bir otomobilden biraz daha düşük bir kaliteye sahip olan ZOE’nin bu durumda olmasına neden olan detay ise elektrikli otomobil maliyetlerini daha düşük hale getirmeye çalışmak. Herkesin ulaşabileceği bir elektrikli otomobil yapmak isteyen Renault, bu konuda başarılı da olmayı başarmış.
Ancak bataryaların fazla alan kaplaması nedeniyle ZOE’nin bagaj hacmi B Segmenti otomobillerin en alt seviyesinde diyebiliriz. 338 litrelik bagaj hacmi oldukça küçük. Ancak bunu artan menzille telafi eden ZOE’nin sürüşünde ise standart bir benzinli otomobilden farksız hissediyorsunuz.
Yalıtım seviyesi oldukça iyi olan otomobilin, 108 beygirlik elektrik motoru, 225 Nm’de tork üretiyor. 1 ileri vites ile bu gücü ön tekerleklerine aktaran ZOE’nin elektrikli motoru aracın maksimum torkunun bittiği 3395 devirde devreye giren ve 10886 d/d’da sunduğu 108 beygir sayesinde atik bir yapı sunan otomobilin 0-100 km/s hıza ulaşması 11,4 sn sürüyor.
Gaza dokunduğunuz ilk saniyeden itibaren gücünü yola kayıpsız veren otomobilin, kullanım zevki aracın altında yer alan bataryalar sayesinde fazlasıyla iyi. Aracın ağırlık merkezini aşağıya çeken otomobilin viraj tepkileri Clio’dan çok daha iyi. Ancak 1502 kg olan ağırlığı nedeniyle araç Clio’ya göre bazı sert virajlarda daha zorlanabiliyor.
Testimizde şehir içi ve şehirler arası karma olarak 1000 km civarında kullandığımız Renault ZOE, ortalama 300 km menzile sahipti. Ancak sakin kullanılırsa 350 km üstünde bir menzile sahip olmanız hiç de zor değil.
Eğer sizler de elektrikli dünyaya adım atmak istiyorsanız, bunu da hem şehir içinde hem de şehir dışında kullanabileceğiniz B segmenti bir otomobil ile yapacaksanız Renault ZOE ilk tercihiniz olmalı.
Renault ZOE fiyat listesine buradan ulaşabilirsiniz.