MG markasının ülkemize Doğan Trend Otomotiv ile birlikte girişi fazla hızlı oldu. ZS EV modeli ile başlayan bu giriş MG E-HS modeliyle devam ediyor. Bizlerde Plug-İn Hybrid olan E-HS’yi sizler için test ettik.
İngiliz MG markasının el değiştirmesi dünya piyasalarında hızla yer almasını sağladı. Önceki nesillerinde üretim sıkıntısı ve pazarlama konusunda büyük problemler çeken marka, Saic Motors’un eline geçince her Çinli yatırımcı eline geçen marka gibi anında şahlandı ve pazarlama faaliyetlerini arttırdı. Ülkemizde de Doğan Trend Otomotiv’in elinde tekrar can bulan MG markası, ülkemizde satışa sunduğu modellerde inanılmaz dikkat çekiyor ve her tüketiciye hitap etmeyi başarıyor. ZS EV gibi alt segment elektrikli otomobil ile kendini ülkemizde tekrardan hatırlatan marka, E-HS modeliyle de lüks otomobil kullanıcılarına uygun fiyatlı Plug-in Hybrid teknolojisini sunuyor.
Tasarım konusunda ne yazık ki eski MG modellerini görmemize imkan yok. Çünkü günümüzde markaların kurtuluşları CUV ve SUV modellerden geçiyor. MG’de bu konuda hızlı adımlar yaparak piyasadaki ününü tekrar kazanmak için CUV ve SUV modelleri ortaya çıkarttı. E-HS modeli ise MG’nin ülkemizde satışa sunduğu en büyük CUV modeli. Tasarım anlamında bazı markalara çok benzese de kendine özgü detayları olan modelin ön tasarımı çok şık görünüyor. ZS modelinin aksine daha oturaklı ve özgüvenli görünen otomobilin arka tasarımı ise bazı modelleri çok fazla andırıyor.
Kaliteli görünen tasarımın arkasında ise iyi bir tasarım ekibinin olduğunu fark ediyorsunuz. Dünya üzerinde çok tercih edilen otomobillerden alınan detaylar sayesinde premium hissiyatını dışarıya çok iyi yansıtan modelin siyah renkli test otomobili ise markanın hedefinin gerçekten premium müşteriler olduğunu gösteriyor.
İç mekanda ise detaylar konusunda MG fazlasıyla çalışmış. ZS modelinin basit kalan detaylarının tamamı yok edilmiş ve daha kaliteli bir görünüm sunulmuş. Görünüm dışında malzeme kalitesi konusunda da çok iyi olan model, kullanım ve dil sorunlarını da artık aşmış.
İlk dikkat çeken detay olan 12.3 inç boyutundaki gösterge panelinin görüntü kalitesi orta da bulunan 10.1 inçlik multimedya ekranından dahi iyi. Ancak göstergelerde çok fazla görsel şölen sunulmaması aracın biraz daha basit görünmesine neden olmuş. Güzel görsel şovlar ile gösterge paneli daha şık ve daha albenili olabilir.
10.1 inlik multimedya ekranı ise görüntü kalitesinde mükemmeli vaat etmiyor. Hız konusunda da biraz yavaş olsa da Apple CarPlay ve Android Auto ile güzel bir kullanım sunuyor. Bu ekranın göz hizanızda olması da büyük bir artı. Aracın neredeyse her noktasında Premium markalardan gelen detayları görebiliyorsunuz.
Özellikle de orta konsol tarafında ve havalandırma kanallarında lüks markalara benzeyen tasarımlar sizi mutlu eden detaylar. Nedeni ise MG E-HS’nin fiyatının premium markadaki modellere göre çok daha uygun olması.
Ülkemizde 2 farklı donanıma sahip olan E-HS, test aracımızın donanımı olan Luxury donanımı ile gerçekten lüksü sunuyor. Panoramik açılır cam tavan, ambiyans aydınlatma, deri koltuklar, LED far, 360 kamera gibi donanımları içeren bu paketi şu an 120 bin TL gibi bir fiyat farkıyla alabiliyorsunuz. Tabi sizlerin aracı almayı düşündüğü gün için fiyat farkının ne olacağını öngöremiyoruz.
Aracın teknik detayları ise araçtan daha dikkat çekici. 162 beygir güç ve 250 Nm tork üreten 4 silindirli turbo motor, 122 beygir güç ve 230 Nm tork üreten elektrikli motor toplamda 10 ileri otomatik bir şanzıman ile gücünü ön tekerleklere aktarıyor. İçten yanmalı motor üzerindeki 6 ileri şanzıman eski nesil olsa da elektrikli motor üzerindeki şanzıman aracın neredeyse kesintisiz hızlanmasını sağlıyor. Toplamda 258 beygir güç ve 480 Nm torka sahip olan otomobilin 0-100 km/s hızlanması ise piller tam dolu haldeyse 6.9 sn. Ancak içten yanmalı motor üzerinde yer alan yavaş şanzıman nedeniyle piller tam dolu haldeyken dahi gerçek hayatta 0-100 km/s hızlanmasını 7.4 sn civarında tamamlıyorsunuz.
Şanzımanın yavaş olması performanslı kullanımda çok büyük bir baltalayıcı unsur ancak böyle bir otomobilde sportiflik aramak hata olur. Şanzımandaki yavaşlık size öyle güzel bir konfor sunuyor ki, vites geçişlerini asla hissetmiyorsunuz. Aracın yumuşağa dönük süspansiyonu ile bu konfor ögeleri birleşince de inanılmaz konforlu yolculuklar yapabiliyorsunuz. Plug-in Hybrid sisteminin bir diğer avantajı ise yakıtsız bir şekilde 52 km gidebiliyor olmanız. Aracın elektrikli motoru piller bitene kadar size yeterli güç ve torku sağlayabiliyor. Gün içerisinde kısa sürüşlerde benzinli motorun devreye girmesine gerek kalmadan sürüş yapabiliyorsunuz.
Benzinli motorun devreye girdiği süreçlerde de ortalama tüketiminiz bataryalarınız dolu olduğu sürece inanılmaz düşük hale geliyor. Ancak bataryalar bittiğinde iş biraz değişiyor. Aracın motorunu jenaratör olarak kullanmak istediğinizde tüketim değerleri 10 litre/100 km’ye çıkıyor. Benzin fiyatlarının bu denli yükseldiği ülkemizde şarj istasyonlarından E-HS’in pillerini doldurmak çok daha mantıklı hale geliyor.
MG E-HS ülkemizde fiyatıyla da kullanım özellikleriyle de şu an mantıklı otomobiller arasında yer alıyor. Sunduğu donanımsal özellikler iç mekanın genişliği, 450 litrelik bagaj hacmi, konforlu süspansiyon sistemi ve yakıt tüketimi konusunda ülkemizde alınabilecek en uygun fiyatlı Plug-in Hybrid.
Eğer sizlerde bir MG E-HS almak istiyorsanız bir MG bayisini kesinlikle ziyaret edip test sürüşü gerçekleştirmelisiniz.
MG E-HS fiyatlarına buradan ulaşabilirsiniz.
Yazılarınızı beğenerek takip ediyorum.